
Bir bahar gecesi, üniversite öğrencisi genç bir kız, arkadaşıyla geçirdiği eğlenceli bir akşamın ardından eve dönerken aniden ortadan kayboldu. Stephanie Roper, 22 yaşındaydı ve hayat dolu bir gelecek onu bekliyordu. Ancak o gece, Stephanie’nin hikayesi beklenmedik bir kabusa dönüştü.
Polisler her yerde onu aradı; sokak sokak, köşe bucak ama hiçbir iz bulamadılar. Bu kayboluşun ardındaki korkunç gerçek ise iki caninin elinde saklıydı. Sapkınlık ve vahşetin sınırlarını zorlayan bu iki kişi, genç kıza öyle şeyler yaptılar ki, duyanların kanı dondu. Halk, bu iki caniyi sonsuza kadar lanetledi ve Stephanie’nin hikayesi, unutulmak istenen bir kabus olarak zihinlere kazındı.
Şimdi, Stephanie Roper'in talihsiz ve acı dolu hikayesine tanıklık etmeye hazır mısınız?
Stephanie Roper 18 Ocak 1960'da ABD'nin Maryland eyaletine bağlı Montgomery County'de dünyaya geldi. Brookeville isimli, 2700 nüfuslu oldukça küçük bir kasabada ailesi ile birlikte yaşıyordu. üç erkek bir de kız kardeşi vardı. Stephanie, ailesi ile Çok yakın bir ilişki içerisindeydi. çevresindeki insanlar da bu ilişkiye imreniyorlardı. Stephanie arkadaşları tarafından Zeki, sanatçı ruhlu ve popüler biri olarak tanımlanıyordu.
Frostburg State Üniversitesi'nde eğitim görüyordu ve geleceği parlak bir öğrenciydi. Derslerin olduğu dönemler üniversite kampüsündeki yurtta kalıyordu. 1982 yılında son sınıftaydı ve görsel sanatlar bölümünden mezun olmayı bekliyordu. 1982 yılının bahar aylarında üniversitede derslere ara verilmiş okul mezuniyet öncesi tatile girmişti.
Bunu fırsat bilen Stephanie, ailesinin yanına geldi. Böylece mezun olmadan önce ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirebilecekti. 2 Nisan 1982 günü çocukluk arkadaşı Lisa ise buluşmaya karar verdi. O gece dışarı çıkıp eğleneceklerdi. Sonrasında da geceyi Lisa’nın evinde geçirmeyi planlıyordu. Stephanie annesine planından bahsetti. gece lisa'da kalacağını ertesi sabahta eve döneceğini söyledi. Hazırlanıp evden çıkan kız, aracı ile lisa'nın evine geldi.
Arabasını burada bıraktı. Çünkü eğlenmeye Lisa'nın aracıyla gideceklerdi. İkili Lisa'nın arabasıyla Washington, D.C.'deki Georgetown bölgesine geçtiler.
Burada birkaç bara uğrayıp bir şeyler içtiler ve geç saatlere kadar müzik eşliğinde eğlendiler. Eğlencelerini tamamlayan ikili, bulundukları barı terk ederek 3 Nisan sabah saat üçte Lisa'nın evine vardı.
3 Nisan sabahı Stephanie'nin ailesi kızlarının eve gelmemiş olduğunu fark etti. Biraz beklediler.
Akşamüstü olmasına rağmen kızları hala ortalarda görünmeyince endişelenmeye başladılar. Haber vermeden ortadan kaybolmak Stephanie'nin huyu değildi. Kızlarına kötü bir şeyler olduğunu düşünmeye başladılar. Annesi, kızının geceyi geçireceğini söylediği Lisa'yı telefonla aradı ve Stephanie ile beraber olup olmadığını sordu. Lisa'nın yanıtıysa olumsuzdu.
Stephanie, önceki gece bardan Lisa'nın evine döndükten sonra onda kalma planından vazgeçmiş ve eve döneceğini söylemişti. Saat sabah 03.15 sularında da kendi aracını alıp Lisa'dan ayrılmıştı. Bu haber aileyi korkutmuştu. Hemen polisi arayıp kızlarının kayıp olduğunu bildirdiler. Ekipler hemen kızın kullanmış olabileceği güzergahta bir arama başlattılar ve kısa sürede terk edilmiş aracını kırsal bir alandan geçen bir yol kenarında buldular.
Lisa'nın evinden aile evine giden yol, toplamda 20 dakikalık bir sürüş gerektiriyordu. Ne olduysa 03.15 ile 03.35 arasında olmuştu. Araç bir kütüğe çarpmış, kötü derecede zarar görmüş; 3 lastiği patlamış ve aksı kırılmıştı. Kullanılması mümkün değildi. Polisler olay yerinde kısa bir araştırma yaptıktan sonra kızın kendi isteğiyle ayrıldığı sonucuna vardılar.
Stephanie'nin ailesi buna karşı çıktı ve kızlarının başına kötü bir şey geldiğini iddia ettiler. Kızlarını kendileri de aramaya başladılar, yerel gazete ve kanallarda Stephanie Roper'ın kayıp haberleri yayınlanmaya başladı. Polisler kızları aramalarını sürdürdü ancak herhangi bir gelişme kaydedemedi. Stephanie Roper'a dair hiçbir iz bulunamadı.
Olaydan bir hafta sonra, 11 Nisan günü polis, 18 yaşındaki bir gençten bir telefon aldı. Genç, isminin Stevenson olduğunu ve Jack Ronald Jones adındaki bir adamın kayınbiraderi olduğunu söyledi. Stevenson, anlattığına göre kendisi, kayınbiraderi Jack Ronald Jones ve başka bir kişi olan üçüncü bir kişiyle aynı evde kalıyorlardı. Genç bir kızı kaçırdıklarını ve öldürdüklerini itiraf etmişti.
Polis bu itirafları garip bulmuş ve inanmamıştı. Ancak yerel basında Stephanie Roper isimli bir kızın kayıp olduğunu görünce şüphelenmeye başlamışlardı.
Kızın kaybolduğu günle Stevenson'un itiraf tarihi birebir tutuyordu. Bunun üzerine polise ulaşan Jerry, cinayeti işledikleri yeri de Stevenson'a anlatmıştı. Genç adam, olay yerinin bilgisini polise verdi. Bahsedilen lokasyona gelen ekipler, 11 Nisan akşamı Stephanie'nin cesedine ulaştılar. Ceset ilk başta teşhis edilebilecek durumda değildi ve çok kötü görünüyordu.
Cesedin 22 yaşındaki Stephanie Roper'a ait olduğu sonradan anlaşıldı. Polis, bunun üzerine 26 yaşındaki Jerry ve işsiz olan Jack'i sorgulamaya başladı. Jack evliydi ve 6 yaşında bir oğlu vardı. Bu sorguyla beraber korkunç bir suçun perde arkası ortaya çıktı.
Olay gecesi, Stephanie Roper saat 03:15'te Lisa'nın evinden aracıyla ayrılmıştı. Evine gitmek için kırsal alandan geçen karanlık ve sapa bir yolu kullanmıştı. Polisin sonradan verdiği bilgiye göre içki etkisinde değildi.
Ancak uykulu olduğu için direksiyon başında bir an için uykuya dalmıştı. Bu sırada Stephanie aracın kontrolünü kaybederek kaza yapmıştı. Stephanie yaralanmamıştı ancak araç kullanılamaz hale gelmişti.
Yakın saatlerde Jack Ronald Jones ve Jerry, bir barda bilardo oynuyorlardı. Saat gece 11 gibi bardan ayrıldılar ve araçlarıyla sokaklarda dolanmaya başladılar.
Bu sırada uyuşturucu kullanıyor ve bira içiyorlardı.
Kırsal alanda bir yoldan geçerken Stefani'nin kaza yapmış aracına rastladılar. Araçtan indiler ve kıza yardım etmek için bahane uydurarak onunla konuştular. Stefani, kendisini arkadaşı Lisa'ya bırakmalarını istedi. İkili bu teklifi kabul etti ve hepsi Jack'in aracına bindiler.
Ancak Lisa'nın evine gitmek yerine başka bir yöne saptılar. Stefani bunu görünce endişelendi ve nereye gittiklerini sordu. Ancak tek aldığı cevap, kendisine doğrultulan bir tabancaydı.
Jack ve Jerry, kızı kaçırmaya karar vermişti. Önce terk edilmiş bir yola girdiler. Jones ve Jerry burada Stefani'ye silahla tehdit ederek araca bindirdiler. Ardından ormanın ortasındaki terk edilmiş bir eve geldiler. İki sapkın adam burada Stefani'ye şiddet uygulayarak onun kabusuyla yaşamasına neden oldular. Stefani çok kötü şiddet gördü, birkaç kez kaçma girişiminde bulundu ancak başarılı olamadı. Yardım için çığlıklar attı ancak hiçliğin ortasında kimse onu duyamadı. Stefani iki adamdan yardım isteyerek onları polise şikayet etmeyeceğini söyledi. Jack ve Jerry o ana kadar kendi isimlerini gizlemişlerdi, ancak Jerry yanlışlıkla Jack'in adını telaffuz etti. Stefani bu bilgiyi duyduğunda Jack panikledi ve kızın oradan canlı çıkmamasına karar verdi.
Stefani bir kaçma girişiminde bulunduğu sırada Jack, kızın kafasının arkasına çelik bir zincirle vurdu. Otopside, kızın kafatasında bu darbeye bağlı bir kırık tespit edildi. İkili daha sonra Stefani'yi silahla başından vurarak öldürdü, ancak hiçbir kanıt bırakmak istemiyorlardı. Araçlarının deposundan benzin sifonladılar ve kızın tüm eşyalarıyla birlikte cesedini ateşe verdiler. Bu işlem yeterli gelmediği için kızın cesedinin teşhis edilmesini engellemek amacıyla yanmış ellerini kestiler ve cesedini bir bataklığa attılar.
Ardından olay yerinden uzaklaştılar. Polis, aileye kızlarının nasıl öldüğüne dair korkunç detayları anlatmadı, sadece silahla vurulduğunu bildiklerini söyledi. Ancak basın, tüm dehşet verici ayrıntıları açıklayınca aileler, Jack Ronald Jones ve Jerry Beauty'nin kimin tetiği çektiğini ve elleri kestiğini suçladıklarını öğrendiler. İkisi de suçu üstlenmedi. Jerry, daha az ceza alması karşılığında Jack'in aleyhine ifade verme teklifinde bulundu.
Jerry, olay gecesi Stefani'nin kendisini serbest bırakması için yalvardığını anlattı. Genç adam, onu özgür bırakmayı düşündü, ancak Jack'in kendisini hatırlattığı şiddet eylemlerinden dolayı bunu yapamadığını söyledi. Jerry, Jack'ten korktuğu için Stefani'ye yardım edemediğini belirtti. Ancak Stefani'ye onun zarar vermeyeceğini söyleyerek onu sakinleştirmeye çalıştığını ifade etti.
İnsan kaçırma, tecavüz ve cinayet suçlarından yargılanan Jack'in duruşması ilk olarak 20 Eylül 1982 tarihinde yapıldı. Jüri, Jerry'nin ifadesi de dahil olmak üzere tüm tarafları dinledi ve Jack'i suçlu buldu. Stefani Roper'ın annesi, Roberto Roper, Jack için müebbet hapis cezası talep etti ve kızının elinden alınan gelecek ve hayat imkanlarından bahsetti. Savunma makamı, bu tür duygusal açıklamaların jüriyi haksız yere etkileyebileceğini dile getirerek itirazda bulundu.
Hakim, savunmanın itirazını kabul ederek ebeveynlerin duruşma boyunca konuşmalarını engelledi ve mahkemenin karar aşamasında katılmamalarına karar verdi. Jack Ronald Jones, onaylanan suçları sebebiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Jerry Beauty ise 19 Ekim tarihinde hakim karşısına çıktı ve aynı cezayla hüküm giydi. Her iki suçlu da 12 yıl sonra şartlı tahliye şansı elde edebilecekti. Stefani Roper'ın annesi, Roberto Roper, mahkemede yaşadıklarını bir onur meselesi haline getirerek suç kurbanı yakınlarının haklarını aramaya başladı.
Hem ailelerinin seslerini duyuramamaları hem de iki adamın şartlı tahliye şansı yakalaması Roberto Roper için bir haksızlık olarak algılandı. Roberto Roper, birçok kurban yakınını bir araya getirerek 93.000 imza topladı ve sonucun değişmesi için lobi çalışmalarına başladı. Bu çabalar sonucunda şartlı tahliyeyi tamamen kaldırtamasa da her iki suçlu için tahliye süresini 24 yıla çıkarmayı başardı. Daha sonra eşiyle birlikte Stefani Roper Komitesi ve Derneği'ni kurarak 20 yıl boyunca başkanlık yaptı.
Bu dernek, kurban yakınlarının haklarını aramak için çaba harcadı ve yaptığı çalışmalar sonucunda 2004 yılında suç kurbanları hakları kanununun çıkartılmasına öncülük etti. Bu kanun sayesinde, kurban yakınları mahkemelerde mağdur etkisi beyanını sunma hakkı kazandılar. Ancak, bu süreçte Jack adında başka bir mahkûm, hapishanede intihar ederek hayatına son verdi.
Ceriliği biten diğer suçlu için yapılan şartlı tahliye başvurusu olumlu sonuçlanmadı ve adam halen hapiste. Gencecik Stefani Roper, insanlık dışı yöntemlerle hayattan koparıldıktan sonra geride kalanlar onun anısını yaşatmak için çeşitli adımlar attılar. Stefani'nin öğrenim gördüğü Frostbuck Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde kızının yaptığı resimlerin bulunduğu Stefani Roper Galerisi kuruldu.
Ayrıca Stefani'nin adını taşıyan bir burs oluşturuldu ve bir otoyola onun adı verildi. 2003 yılında Roper Kurban Asistanı Akademisi kuruldu; bu akademi şu anda kurbanların savunulması için avukatlar yetiştiriyor.